Kabir azabı ve salâvat-ı şerîfe
Tâbiinin büyüklerinden Hasan–ı Basrî Hazretleri zamanında bir kadın, onun huzuruna gelip:
"Ey İmam! Benim bir kızım vardı. Birkaç ay evvel vefat etti. Fakat öldükten sonra onu hiç rüyamda görmedim. Durumu nedir ne hâldedir? Çok merak ediyorum. Onu rüyamda görmem için bana bir dua öğretir misiniz? Hiç olmazsa onu rüyamda görüp teselli olurum." dedi.
Hasan–ı Basrî Haz retleri de kadına okuması için bazı dualar tavsiye etti. Kadın bu tavsiyeye uydu ve öğretilen duaları okudu. Ve Mevlâ Teâlâ Hazretlerine, kızını kendisine göstermesi için gözyaşlarıyla dua etti, yalvardı ve bu hâl üzere de yatıp uyudu.
O gece rüyasında kızını gördü. Gördü; ama hiç de iyi görmedi. Kızına ateşten bir elbise giydirmişler, şiddetli bir şekilde azap olunuyordu. Kızını o hâlde görünce kadının ciğerleri parçalandı, heyecan ve üzüntüyle uykusundan uyandı. Gördüğü rüya gözünün önündeydi. Şimdi üzüntüsü daha da artmıştı.
Sabah olunca hemen Hasan–ı Basrî Hazretlerinin huzuruna koştu. Gördüğü rüyayı gözyaşlarıyla anlattı. Kızının bu azaptan kurtulması için ne yapabileceğini sordu.
Hasan–ı Basrî Hazretleri de, ona bazı tavsiyelerde bulundu ve geri gönderdi. Birkaç gün sonra Hasan–ı Basrî Hazretleri bir rüya gördü. Rüyasında genç ve güzel bir kız, cennet bahçelerinden birinde altın bir tahtın üzerinde oturuyor ve etrafına pırıl pırıl ışık saçıyordu.
Kız, Hasan–ı Basrî Hazretlerine:
"Ey İmam! Beni tanıdın mı?" diye sordu. Hasan–ı Basrî de onu tanımadığını söyledi.
Bunun üzerine kız şöyle devam etti.
"Efendim, hani size gelip de beni rüyasında görmek için ne yapması gerektiğini soran, sonra da beni azap içinde gören bir kadın vardı ya, işte ben onun kızıyım." Bunun üzerine Hasan–ı Basrî Hazretleri sordu:
"Fakat o kadıncağız senin azap içinde olduğunu söylemişti. Oysa sen altından tahtlara kurulmuş oturuyorsun ve gayet rahatsın." dediğinde kız şöyle cevap verdi:
"Ey İmam! Salih bir kul bizim bulunduğumuz kabristandan geçerken bir Fatiha, üç ihlâsla beraber üç kere de salâvat getirip tüm kabir ehlinin ruhuna hediye etti. İşte ondan sonra kabir azabı çekenlerden azap kaldırıldı ve cennet nimetleri bize ihsan olundu." diye anlattı.
Hasan–ı Basrî Hazretleri, ertesi gün hemen kadına haber gönderip çağırttı ve gördüğü bu güzel rüyayı ona anlatıp kızının azaptan kurtulduğunu müjdeledi. Ona bundan böyle çokça salâvat–ı şerife okumasını tavsiye etti.
Allâhümme Salli Alâ Seyyidinâ Muhammedin Ve Alâ Âlihî ve Ashâbihi ecmeîn...